Toplumsal yapıdaki değişmelerin çağımızdaki en belirgin göstergelerinden biri göç ve kentleşmedir. Toplumsal, ekonomik ve kültürel alanda bir dizi çarpıcı değişime yol açan göç olgusu farklı kültürel değerlere ve normlara uyumu gerekli kılmaktadır. Kentleşme sürecinde çeşitli faktörlerin etkisiyle kırsal alanlardan kentlere göç eden farklı kültürlere sahip insanlar kentin kendine özgü yaşam tarzına uyum sağlamaya çalışmaktadırlar. Ancak çeşitli ümitlerle yaşadıkları yerlerden göç eden bireylerin kentsel yaşamla bütünleşme süreçleri belli koşullar altında sancılı bir hal alabilmektedir. Kentin kültürel değerlerine ve normlarına uyum sağlayamayan, kentsel davranış kalıplarını benimsemekte zorlanan bireyler bir takım toplumsal sorunlar yaşamaktadırlar.
Eski toplum yapısından çıkıp yenisine girememek kendine özgü ekonomik ve sosyal sorunlara yol açmaktadır. Göç neticesinde, ayrı kültürlerden gelen insanların aynı kentsel alanı paylaşmaya başlamasıyla, birbirinden çok farklı değer sistemleri karşı karşıya gelmekte ve kültür çatışmaları yaşanmaktadır. Kentliler, göç edenlerin yeni ortama uyum sağlamakta ve kentsel bütünleşmede zorluklar yaşadıklarını vurgulayıp onları öteki olarak nitelendirmekte ve dışlamaktadırlar. Kentsel mekâna has bireysellik, acımasız rekabet anlayışı, heterojenlik, samimi olmayan, geçici ve yüzeysel ilişkiler, içinde suçluluğun rahatça filiz verebileceği bir sosyal düzeni ortaya çıkarmaktadır.