Sayısız ödül kazanmış Troyat tüm hayatını büyük Rus yazarlarının biyografilerini yazmaya adamıştır. Tüm eskilerden sıyrılıp okurları bir kâbus dünyasında kahkaha ve ıstıraba boğan Gogol de bu seriye elbette dahil edilmiştir. Troyat maddi sıkıntılar çeken, seyahatlerinde ilham arayan, şöhretin ağırlığı altında işkence gören Gogol'ün hayatını ayrıntılarıyla okura sunuyor. Dostlarını, düşmanlarını, salonlarını, sayfiyelerini, bir hastalık hastasının korkularıyla dolaştığı Alman kaplıca kentlerini, Ölü Canlar'ın birçok bölümünü yazdığı 1836 Paris'ini, ikinci vatanı saydığı Roma'yı anlatıyor. Dönemin çalkantılı Rusya'sını betimliyor. Burnu gagayı, bakışı kuşları andıran, alaycı gülen, dünyadaki en olağanüstü dehalardan biri kabul edilen, ufak tefek bir adam: İşte, Troyat'nın anlattığı şekliyle, hepimizin paltosundan çıktığı Gogol, ikiye bölünmüş bir ruh…