Söylencedir, Lokman Hekim ölümsüzlüğün ilacını bulmuş ama bir köprü üzerinden geçerken şifa defterini suya düşürüp kaybetmiş. "Bu yüzden insanoğlu hâlâ bu sırra erişemedi," deniyor. Ama sıkı durun, bu kitap bir eczacının bu sırrı keşfettiğini söylüyor bize! Ayşe Dündar, Gökbilimcinin Salyangozu'nda ölümsüzlüğe varmanın yolunun, sözcüklere benzeri olmayan anlamlar yüklemekten geçtiğini kanıtlıyor. Bizi bir evren temizlikçisiyle tanıştırırken; bir köpekle sıfırı yan yana getirirken; Erciyes Dağı'nın üzerinde bulutlardan bir La Sagrada Família uçururken; bir Macar çocuğun, oğlu Memed'e yazdığı mektubu gizlice Nâzım Hikmet'in cebine koyarken; gökbilimci Kepler ile ay ışığında parlayan izler bırakan bir salyangozu bir bahçede buluştururken öyküler değil, sözcüklerden anıtlar yaratıyor sanki. Öylesine titiz yontuyor ki anlamları ve öylesine ironik göndermelerle aklımızı başımızdan alıyor ki, size bir kitap değil, bir ustalık belgesi uzatıldığını anlıyorsunuz okurken. Gerçeküstüyü gerçekmiş gibi kabulleniyor, gerçeğin ise çılgınlıklar yapmasına göz yumuyorsunuz. Ayşe Dündar kalemini kullanarak bir değirmenden sekiz rüzgâr çıkarmayı başarıyor. Rüzgârların yaralarını sayfalarla saran bir gökyüzü hemşiresi gibi…
- Akgün Akova