Ölüm; mutlu insanların kıyameti, mutsuz insanlar için ise sıradan bir hadisedir.
''Kara tren, kara tren geldi Ezo Ana! Hadi kalk gitmeden yetişelim'' diye bağırdı Samet. Sedirde uzanmış yatmakta olan yaşlı babaannesini bir çırpıda yerinden kaldırıp, elinden tuttuğu gibi kara trene doğru koşturmaya başladı. Kara tren, her ayın yirmi altısında köylerinin yakınlarından geçiyordu ve babaannesi ona, babasının şehirde olduğunu, kara trenle bir gün köye geri döneceğini söylemişti. Ne zaman kara tren köyün yakınlarından geçecek olsa Samet, babaannesini de yanına alarak koşar adımlarla kara trene giderdi. Heyecanla ve sevinçle başlayan bu serüven her zaman hüsranla son bulurdu. Ne gelen vardı ne de giden, yol üzerinde olduğundan geçerdi kara tren köylerinden. Babasının geleceğine o kadar çok inanmıştı ki haliyle içindeki ümidini de hiç yitirmedi…