Bu kitap; şimdilerde Amanos dağlarının eteğinde, bir kolu bilek üstünden, bir kolu dirsekten, bir bacağı diz kapağından kopmuş olan, 68 gençlik hareketinin önemli liderlerinden İbrahim Çenet'in, bunları hiç yaşamamış gibi bir Umutla hayata sarılışını ve insanlığa Umut olan yaşam öyküsünü anlatıyor. Çenet; 6 Mayıs 1972 tarihinde Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının asılmasıyla girdiği eylem neticesinde kaybettiği kollarını ve bacağını şöyle anlatır. "Zor günlerdi be Murat gardaşım, zor günlerdi. 6 Mayıs 1972 benim hayatımın zor günlerinin başlangıcıydı. Pişman mısın dersen; hayır öyle bir şey yok, sadece konuya açıklık getirme açısından söyledim bunu. Aksaray'a geldiğimizde üzerimizi aramak istediler. Biz buna karşı koyduk. Karşıdan bir el bombası atıldı, hedef gözetmeksizin. Bir kurşun geldi koluma değdi, bir başka kurşun bacağıma isabet etti. Bir bomba yakınıma düştü, ben onu alıp atmak isterken kurşunlar gelmeye devam etti. O arada bomba infilak etti, bir ateş çemberi içinde kaldım. İşte ben o gün kollarımı bacağımı orada kaybettim." Yıllar sonra deniz Gezmiş'in mezarını ziyarete gittiğinde; "Deniz oğlum ancak gelebildim. Kolları bacağı ancak yaptılar. Daha önce gelemedim, kusura bakma, çok özledim seni'' der ve sarsıla sarsıla ağlamaya başlar. İbrahim Çenet; Mut'tan Silifke'ye kadar yol arkadaşlığı yapan Iraz'ın, yol boyunca çevre hakkında verdiği bilgileri, yoksulluk içinde ODTÜ'yü kazanıp okula başladıktan sonra devrim hayaliyle geçirdiği yılları, yakalanıp aylarca sorgulandıktan sonra cezaevindeki yaşanmışlıklarını da anlatacaktı, sonra vazgeçti. Neden vazgeçti? Hepsi kitabın satır aralarında…