Sonunda bağın olması gerektiği yere ulaştık.
Üzüm bağı yerinde yoktu.
Üzüm tevekleri yoktu.
İncir ağaçları yoktu; incir kuşları yoktu.
Bağın olduğu yer kocaman bir çam ormanı olmuştu.
Ama ceviz ağacı orada duruyordu.
Artık yaşlanmış, kurumaya yüz tutmuştu.
Sanki bizi beklemişti bunca yıl.
Belki de geldiklerinde burada bulunayım; yabancılık çekmesinler diye düşünmüştü.
O ceviz ağacı da olmasa ne yapardık bilmem.
Sonra uzun uzun baktık gökyüzüne.
Artık gökyüzünde arıcık kuşları da yoktu.
Belki de tüm bu yaşadıklarımız bir düşten ibarettir