Gölgeden Güneşe, devrin tanınmış şairlerinden Şükûfe Nihal Başar ile Faruk Nafiz Çamlıbel arasında üç yıl süren ateşli; fakat çeşitli dedikodular, yerli yersiz kıskançlıklar sebebiyle gelgitlerle dolu fırtınalı bir aşkın delili olan mektuplardan ibarettir. 1927 yılının sonundan 1931'in başlarına kadar devam eden mektuplaşmalar, bu aşkın ruhlarda bıraktığı derin izleri açık bir şekilde ortaya koymaktadır. Ayrıca bu mektuplar, iki edebiyatçının hayatlarının, eserlerine yansıyan yönlerini göstermesi açısından da edebiyat tarihine bir katkı sunmaktadır.
"Artık sana 'Seni seviyorum!' da diyemeyeceğim; çünkü bu iptila, sevmekten çok kuvvetli bir şey. Seni artık benliğimde bir sarsıntı gibi duyuyorum. Bu sarsıntının yanında sevmek kelimesi geçici bir hastalık gibi hafif bir ürpermeden ibarettir.
…
Sen ki içimde eskiden kalmış ne varsa yıktın, devirdin, onun yerine bambaşka bir şekil, kendi şeklini, kendi heykelini koydun. Dünyada hiçbir putperest, esnama karşı, benim kadar derinden bir ibadet duymamıştır."
Faruk Nafiz Çamlıbel