Yolculuk... İnsanoğlunun en anlamlı belki de en masum tutkularından biridir...
İnsana varoluşunu hissettirecek eylemlerden biri de hiç şüphesiz yolculuktur... Ziyaret ettiğiniz yerler, tanıştığınız insanlar, birbirinden farklı ve renkli dünyalar varoluş sırrınızı kamçılar ve sizi farklı duygulara taşır...
Yaşadığımız coğrafyanın dışına çıkmak bakış açımızı büyütecek, ufkumuzu açacaktır... Yeni dünyalara doğmak için yolda olmak gerekir...
Su akarsa güzeldir...
Aslan ininden çıkmazsa aslanlığını kaybeder...
"Ok yaydan fırlamadan hedefini bulamaz." (İmam-ı Şafii)
Seyahat gözlerimizin gözünü açar... Yol insanı yontar, oldurur, olgunlaştırır...
Hayat akışkandır... İçe ve dışa bakan yönü vardır... Asıl olan insanın kendi iç yolculuğudur... Kendi sırrımızın peşine düşmeliyiz... Kendimizi keşfetmek için hareket halinde olmalıyız... Önce kendi içimizdeki mikro âleme yürümeliyiz... Aslında her seyahat kendi iç dünyamıza tutulan bir aynadır... Gizli yanlarımızı sefer açığa çıkarır... Seyahat adeta bir terapidir... Bir ilaç gibi hayatımıza katabiliriz...
Yola düşünce dünyanın bizden ibaret olmadığını anlıyoruz...
Yol gayeyi yakınlaştırır... Uğraşırsan ulaşırsın yoksa uyuşursun...