Gönül Solukları, dünyaya geliş gayesini aşk ile idrak etmiş bir Hak yolcusunun gönlüne doğan hakikatlerin dile gelişidir.
"Yediğimiz içtiğimiz, sevdiğimiz insanlar ve hatta soluduğumuz hava bile o gerçeğe erişme iştiyâkındandır." der.
Hakikat yolcusu şuurludur. Sadece aşk bineğiyle ona varılabileceğini bilir.
Yolculuğun mertebelerinde tatmin olmaz ve "hel min mezîd", daha yok mu, diyerek coşkuyla seyrine devam eder.
Nihayet aşkın kendisi olan âşık, ân gelir, damla iken deryâ olur, halini ve gönlüne gelen esintileri ilahi mısralarda hayat bulur:
"Mürekkep halli nefesim
Dilimle şekil aldıkça
Nasıl da imanın zuhura 'Aşk' diye geldiğini
Kendi eserine aşık müessir olmanın edasıyla,
Etrafında pervane ettiğim meleklerimle
Seni tesbih ede ede bitiremediğimi
Anlat!
Anlat!
Aşkımı,
Coşkumu,
İmanımı..
Kul olanı anlat!"
Bu ilahi varidâtları ancak ehli içer.
Âşıklara ikrâmımızdır.