İmgeler evreninde dönen beyazlar yürekleri "yakıyordu", Konya'da kaşıkların, cam ve tahta çerçevelerin üzerindeki öğütler, öğütlerin arasındaki Mevlana, Konya'ya gelenlere kendilerini beğendirmeye çalışıyor, bin bir renk ve biçime bürünmüş olarak, vitrinlerde, vitrinlerden caddeye taşan uzantıların üzerinde sıralanmış, seçilmeyi bekliyorlardı. Boyunları büküktü, içlerinin boşaltıldığını biliyorlardı, ama yapacak bir şey yoktu. Onlar da alıcıların çantalarında, takı olarak parmaklarında, boyunlarında sema seyretmeye gidebilirlerdi. Mevlana imgesine, bu imgenin tüketilmesine ve yeniden üretilmesine odaklanan bu kitap, Mevlana imgesinin tüketimine iki gösterge üzerinden yaklaşmakta: Mevlana'nın yedi öğüdü ve sema. Özellikle 2007 yılının UNESCO tarafından Mevlana yılı olarak kabul edilmesinin ardından bu tüketimin ve yeniden üretimin daha da arttığına tanık olmaktayız. Kitapta, görünürde gündelik yaşam koşulları ile ilgili olan öğütler, bilişsel düzeydeki anlamlandırmalar, dünyevi olmayana ait olan sema ise duygusal düzeydeki anlamlandırmalar için temel alınmakta. Kitap, imge evreninde Mevlana'nın var oluş koşullarını ve bu koşullarda değişik toplumsal grupların kendi gerçeklikleri içinde Mevlana'yı nasıl alımladıklarını (yorumladıklarını) ortaya çıkarmaya çalışıyor. Böylece popüler bir imgeden hareketle, toplumsal gerçekliğimizin altındaki gerçekleri anlamaya girişiyor. Bireylerin özgün anlamlandırmalarından hareketle toplumu anlamaya dair önemli ipuçları sunuyor.