Kitabın yazarı olarak dost ve kardeşlerime şunları söylemek isterim:
Dünyada ıslah ve tekamül süresince kabullenmiş, insan olmaya odaklanmış yaşamımızın ne kadar manasız ve boş olduğunu fark edememekteyiz. İnsanlık, ruhlara simile edilmiş kılıf ve ayna durumuyla ruhun ibret görünümüdür, taşıyıcısıdır. İnsana ruh verilmeyip ruhlara yeniden dirilişle maddi-fiziki beden verilmiştir. Yaşam enerjisi ruhtur. Islah, tekamül ruhun nefsinin ilahi nizama uygunluğunun imtihanıdır. İstek ve arzularda özgürce karar verme hakkı olan nefislerin kararlarındaki olumluluğudur; bunun sınavıdır. Niyetlerin amellerden daha önemli olması bu sebeptendir. Duygularla yaşanan hayatta gönlümüze aktardığımız hislerimiz, huylarımız kararlarımız kadar çizgimizdir. Böylelikle her bir ruh nefisleriyle kaderlerini belirleyecek, ruhsal dönüşümü gönüllerde dokuyarak bedenden ayrıldığında hak ettiği görünümü alacaktır.