Görünmez Koleksiyon
Bu adamların aç gözlülüğüne karşı koymak imkansız. Dün gece dükkanıma şöyle bir baktığımda gerçek değeri olan o kadar az şey kalmıştı ki her an kepenkleri kapatabilirim. Babam ve büyükbabamdan kalan iyi bir iş yapıyordum ama dükkan çer çöple doluydu. 1914'ten önce bir işportacı bile bunları tezgahına koymaya utanırdı.
Unutulmuş Düşler
Pozisyonunu hiç değiştirmeden baktı, sıcak gün ışığının göz kamaştıran nehri altına uzanan ve fosforlu gözlerle yeni gelenin kim olduğuna ilgisizce bakan bir kediye benziyordu. Ayak sesleri hızla yakına geldi ve üniformalı bir uşak kadının önünde durup ona bir kartvizit uzattı, sonra beklemek için biraz geri çekildi.
Karda
Karanlık çöküyor. Caddelerdeki telaş ve koşturmaca, işleriyle haşır neşir insan kalabalığının oradan oraya koşturması çok uzaklardan gelen ve sadece ritmik, monoton akşam vaktini bildiren kilise çanlarıyla bozulan bir ses uğultusuna dönüşüp yavaş yavaş ölüyor. Günün teşalı gözlerinden uyku akan işçiler için bitiyor, ışıklar azalıyor ve giderek seyrekleşiyor, en sonunda da tamamen sönüyor. Şehir hemen uykuya dalan yalnız, güçlü bir yaratık gibi uzanıyor.