Genç yazar Regaib Albayrak yer yer psikolojik tahliller ile inşa ettiği karakterlere biçtiği hayatların aynasında bir eleştiri yapıyor. Birazı insana, insanın aldığı şekle bu eleştirinin. Birazı dünyaya, insanı o şekilde olmaya iten şartlara, ülkelere, politikalara. Zaman zaman sert, zaman zaman sarsıcı finaller ile etki altına alan bir öykü kuruyor. Çağın hastalıklarını, modern dünyanın çelişkilerini, anksiyeteleri, nevrozları, aileden kaçışları, doğa ile teskin olma çabalarını; yani modern insanın yaşadığı ve şahit olduğu hayatların hikâyelerini yazıyor. Bir çözüm önermiyor, bir çözüm arayışının sancısını hissediyor yazar. Öyküleri de bundan nasibini alıyor. "Şehirler, yalnız onlarca kilometre uzaklıktan ve bir tepenin başından seyrederken güzeldir."