Bir gün o sakinliğine sevgisine sığındığın liman sana diyor ki 'Ben artık bu limanda daha gösterişli, daha lüks, daha eğlenceli gemiler görmek istiyorum. Sen burada olduğun için Gelende olmuyor, geçenleri uzaktan izlemek zorunda kalıyorum. Onun için sen artık demir al bu limandan.' o zaman bir türlü dümenine geçemediğin geminin motorunu çalıştırıp, rotayı açık denizlere çeviriyorsun. Yine dalgalar çıkıyor karşına, yine rüzgârlar saldırıyor sana, akıntı yine seni sürüklemeye çalışıyor ama arada bir fark oluyor. Sen durgun bir Koy Limanında öyle darbeler almışsın ki niyeti seni batırmak olmayan bu dalgaların aslında sana hiç zarar vermediğini anlıyorsun."
İşte tamda burada başlıyor Hazal Kahraman'ının hikâyesi…
Hayatta aldığı darbeleri bir sonraki gelmeden aşmaya çalışırken hayatına Demir Sert ile tüm zorlukların aslında çokta zor olmadığını anlayacaktır. Ve kalbinin daha önce hiç aşkı tatmadığını ….