Felsefe, hakikat arayışında insanın kendi varlığını aramaya yönelik sorular sorduğu ve her sorunun cevabında yeni soruların kendisini beklediği sınırsız bir alandır. Felsefe tarihi, bu anlamda birçok soruyu ve cevabı bünyesinde barındıran bir yapıya sahip olmakla birlikte, yeni soruların ve cevapların keşfedilmeyi beklediği özel bir alandır. Bu soruların en önemlilerinden biri şüphesiz varlık üzerine olanlardır. Varlık nedir? Var olanlar nasıl meydana gelmiştir? Fiziki olan âlemin ötesinde bir gerçeklik var mıdır? Bu ve benzeri sorular şüphesiz ki insanın varlığı anlama arayışı olarak karşımıza çıkmaktadır. Varlığı anlamlandırmak için çıkılan bu yolda amacımız varlığın nasıl ve ne şekilde meydana geldiğini izah etmeye çalışmaktır.
Felsefe tarihinde, varlık arayışına yönelik geliştirilen teoriler ve kavramların var olanların izahı çerçevesinde en önemlilerinden birisi heyûlâdır. Var olanların ilkesi veya maddesel kaynağı olarak kullanılan heyûlâ kavramının incelenmesi varlık arayışındaki birçok soruya cevap bulabilecek niteliktedir.