İktidarın hukuk devleti ilkesini önemsemeyen çağdışı bir siyasal kadronun eline geçtiği süreçte, Çankaya'da çağdaş bir hukuk adamının oturması olağanüstü bir rastlantıydı.
Veto ettiği yasaları değiştirmeden "aynen" inadıyla geçiren, uygunsuz atamaları "vekaleten" yöntemiyle gerçekleştiren bir siyasal iktidarın karşısında onun kısa sürede pes edeceğini sananlar yanılacaktı.
Türkiye'nin 10. Cumhurbaşkanı laikliğe karşı şeriatı, ulusa karşı ümmeti, bağımsızlığa karşı uyduluğu, bilime karşı dogmaları savunan siyasal iktidara yönelik duruşunu değiştirmeyince ona direnen gerici bir kadronun direnişiyle karşılaştı. Salt onların değil, kimi zaman tek başına kalmayı göze alarak kendisini önerenlerin acımasız eleştirileri karşısında dik duruşunu hiç değiştirmedi.
Sakin, iddiasız, hoşgörülü görünümü altında gizlenen mücadeleci kişiliğiyle gericilerin ezberini bozdu, ilericilerin simgesi oldu.
Türkiye'nin sürüklendiği çıkmazın farkında olan bir yurttaş olarak bağımsızlığa, özgürlüğe, eşitliğe, çağdaşlığa ve hukuka olan inancıyla inandığı yolda yürüdü.
Bitti bitiyor, gitti gidiyor derken şimdi Sezer'li yılları tüketmenin acısını yaşıyoruz.
Ama Sayın Sezer iyi ki siz vardınız. Size teşekkür ediyoruz. Aydınlığınızı, direnişinizi, dik duruşunuzu özleyeceğimizi biliyoruz.
Size ve ailenize sağlık ve esenlik diliyoruz.
Güle güle Sayın Ahmet Necdet Sezer...
- Erbil Tuşalp