Henri Bergson, bu muhteşem felsefi denemede, insanların neden güldüğünü ve gülmenin anlamını mercek altına alıyor. Yirminci yüzyılın başında yazılmış olan Gülme bir şakayı komik yapan şeyi ve o şakaya neden güldüğümüzü inceliyor.
Bergson'a göre, mizahın işlevlerinden bir tanesi de, makineleşme çağında insanlığımızı korumamıza yardımcı olmasıdır. Bergson da, çağının diğer filozofları, romancıları, şairleri ve mizahçıları gibi, insan ve makine ikiliğine kafa yormuştur. Onun gözünde, komedi, mekanik ve materyalist olanla aramıza mesafe koyarak deneyimlediğimiz rahatlama hissidir. Baştan sona kışkırtıcı fikirlerle dolu olan "Gülme", yayımlandığı 1900 yılından bu yana okunmakta ve tartışılmaktadır.
"İçinde insan olmayan bir şeyde komik de yoktur. Bir resim tablosu çok güzel, zarif, mükemmel, anlamsız ya da çirkin olabilir ama hiçbir zaman gülünç olmaz. Bir hayvana, yalnızca insana özgü bir davranışta bulunursa güleriz. Bir şapkaya da gülebiliriz, ancak güldüğümüz onun hasır ya da keçeden olması değil, insanın ona verdiği biçimdir."