Şerh-i Gülşen-i Râz adlı bu eser, Mahmûd-ı Şebusterî'nin mesnevî tarzında yazdığı meşhûr Gülşen-i Râz'ının, Hüseyin Bey tarafından Osmanlıca yapılmış tercüme ve şerhinin günümüz Türkçesine aktarılmış halidir. Sûfî öğretinin bir özetini içermekte olan Gülşen-i Râz, yazıldığı tarihten itibaren vahdet-i vücûd düşüncesini anlatan ve mecazları tahlîl eden bir çok âlim, sûfî ve şâire ilhâm kaynağı olmuş, tüm beyitlerinin şerhi yanında müstakilbeyitlerinin şerhinden oluşan veya ondan iktibas yoluyla oluşturulan bir çok eser yazılmıştır. Böylece Şark klasikleri içinde müstesna bir yere sahip olan bu eserin Farsça, Arapça, Türkçe ve batı dillerinde yapılan tercüme ve şerhleri geniş bir coğrafyada klasik İslam edebiyatına ve tasavvuf felsefesine renk katmıştır. Fakat tasavvufun temel doktrinel konularının şiir diliyle ele alındığı bu eserden, ülkemizde yeterince tanınmış ve istifade edilmiş olduğu söylenemez. Bu açıdan Hüseyin Bey'in Şebusterî'nin düşünce yapısına uygun tarzda vahdetli vücud eksenli olarak bu düşünceye sahip şahısların eserlerinden yaptığı alıntılarla zenginleştirerek hazırladığı eser Gülşen-i Raz'dan istifadeyi düşünenler için önemli bir kaynak olma özelliği taşımaktadır.