Yaklaşık yarım asır önce, o günün koşullarına göre şekillendirilmiş bir ticari anlaşmanın bugünkü etkinliği doğal olarak tartışmalı hale gelmiştir. Bu süre içerisinde Küresel ekonomiden Avrupa Birliği ekonomisine, Türk ekonomisinden Avrupa Birliği'nin siyasi yapısına ve Türkiye'nin nüfusuna çok büyük değişiklikler meydana gelmiştir.
Gümrük Birliği'nin güncellenmesinden Gümrük Birliği'nin uygulanmasında ortaya çıkmış bulunan tek taraflılık gibi bir çok sorunun çözümü öncelikle Avrupa Birliği ile geliştirilecek siyasi bir diyalog mekanizmasından geçtiğini öncelikli olarak belirtmeliyiz. Avrupa Birliği –Türkiye Gümrük Birliği'nin basit bir ekonomik bütünleşme hareketi olmadığı, 1963 Ankara anlaşması ile başlayan Avrupa Birliği'ne tam üyelik yürüyüşünün çok önemli bir kilometre taşı olduğu akıldan çıkarılmayarak, Gümrük Birliği'nin geleceğine ilişkin kararların alınmasında, Türkiye'de sık sık düşülen salt ekonomik ölçütlere değerlendirme yapma yanlışından da bir an önce vazgeçilmelidir.