Henri Lefebvre değişimin ve devrimlerin gerçek temeli olmayı sürdüren gündelik hayata odaklandığı üç ciltlik çalışmasının Gündelik Hayat Sosyolojisinin Temelleri isimli bu ikinci cildinde, konuyu incelemek için gereken yöntem ve teorik kategorileri ele alıyor.
Radikal politika ve sosyal bilimlerin merkezine mekân ve kent sorununu yerleştiren; ihtiyaçlar ve arzu, düş ve gerçeklik gibi kavramları tartışan Lefebvre, insanların gündelik hayatın sınırlarını ancak devrim anlarında parçalayarak yaşantılarını tarih sahnesine çıkardıklarını, fakat tarihin ve yaşantının paralelleştiği bu momentler dışında gündelik yaşamın kendi içine kapandığını söylüyor. İktidar ilişkileri, yabancılaşma, meta fetişizmi gibi meselelerin yeniden üretiliş süreçlerini masaya yatırdığı bu çalışmasıyla Lefebvre, daha bütünlüklü bir bakış açısı izleyerek teorinin merkezine gündelik hayatı koymakla kalmıyor, onun aracılığıyla konuyla ilişkili tüm disiplinlerin parçalı kavrayışlarını da eleştiriyor.