Selam babında;
Kalemlerinin kartuşlarındaki mürekkeplere gerçek sevgiyi, doğruluğu, dürüstlüğü, iyiliği ve güzelliği içirene kadar karıştırmadan yazanlara, güven ve saygı duymam. Hazret-i İsa'yı çarmıha gerenleri, adaleti katledenlerden daha insan, daha masum bulurum. Yasaları silah gibi kullananlara, bireyleri ve avlaklarının dışında gördükleri insan toplulukları dışında gördükleri insan topluluklarını keyfi yasaklarla kuşatanlara da selam vermeden geçerim. Barışı savaşa dönüştürmek, hazuru haram etmek, hayatı cehenneme çevirmek; güzellikleri çirkinliklerle paketlemek; edeb'i edepsizliklerle, ahlakı ahlaksızlıklarla sulandırmak; hür düşünceyi hayatlarına şarkı yapanları susturmaya çalışmak siyasi cinayetlerin en iğrencidir.
Yurdunu-yurtdaşlarını, hatta yeryüzünün bütün namuslu insanlarını çok seven, Allah rızası için seven, başka hiçbir çıkar gözetmeyen bir insan olarak diyorum ki; mülk Allah'ındır, gerçek hakimde O'dur. Hükmü ise adil ve kesindir. İman sahibi insanlarımızı "kulluktan" "birey"liğe terfi ettirdiklerini iddia edenlere sorunuz, kula kul olmak mıdır bireylik? Hala putların gölgelerinde otlanmak ilkellik değil midir?
Ben özünü-sözünü, yürüdüğü yolun, sergilediği yordamın düzünü ve şiiri bilen, şiirle bire bir yaşayan bir şairim. Dünya bu kitap, yol haritam da bu kitapta işaretlenmiştir. Kalubela'dan beri sırılsıklam aşıkım. Dilimi, halimi, elimi, aşkımı ve şiirimi kesinlikle kirletmem. Şiir aşk ile mayalanır ve yazılır. Kalbimin zikir ve şükür aracıdır, genelde şiirlerimle dua ederim.
Şimdi mevsim nevbahar, içinde bulunduğumuz ay nisan; yer-gök, yazı-yaban tekmil çiçeğe durmuş, tıpkı yüreğim gibi. İçimdeki şiir ırmağı ormanlar gibi uğulduyor ve durmadan kabarıyor. Gönül ehli herkesin yüreğini öpüyorum.....Öpüyorum. Arılar hangi çiçeğe konacaklarını bilirler.