Allah'ın cezası bir güve ince ince kemiriyor hayatımızı. Yine de sinsi ısırıklarının acısını hissetmiyoruz ne hikmetse. Ne zaman ki ardında şekilsiz ve çirkin bir iz bırakmaya başlıyor, işte ancak o zaman ayılıyoruz başımıza gelenlere.Birbirinden farklı yirmi kadın… İşçi, süslü, eş, komşu, reklamcı, dost, katil, kraliçe, anne, gezgin, metres, dul, yazar, bekar… Ne acayip şeylerletanımlanabiliyorkadınlar değil mi? Şimdi sana zahmet şöyle geriye doğru iki adım açıl ve bir daha bak onlara! O mesafeden kim bu hikâyelerin ortak güvesi bilebildin mi?
Gökçe İspi Turan, iki romanın ardından bu kez öyküleri ile sahnede. Bu kadınlarla gülecek, bu kadınlarla ağlayacaksınız. Bazen onlara hak verecek, bazen onlardan intikam alacaksınız. Belki de onlardan biri olduğunuzun farkına varacaksınız.
Rahibe işi örtü elinde, öylece kalakalmıştı Arife. Kendi elleriyle yaptığı eskitme sandığı alt tarafı bir aydır açmamıştı ve işte olan olmuştu: Koca bir güve yeniği! Birkaç örtüyü art arda açıp örtü katili o şerefsiz güveyi görmek istedi. Sonra vazgeçti. Olan olmuştu. Allah belasını versindi, kaderin de... Güvenin de...
Eskitme sandığı kapatıp yatağına doğru yürüdü. Bazanın altına kaldırdığı, kenarı dantelli çarşafta da delikler buldu. Dangur dungur bir sesle bazayı kapadı. Enteresandı. Şu an nefesinin kesilecek gibi olması gerekiyordu...Niye olmuyordu?