Kitabımızın kahramanı Beken, çok zor bir karar vermekle karşı karşıyadır.
Kanunda hükmü açıkça belli olsa da ve suçluyu hiç tanımasa da yaşadığıikilem onun kararını zorlaştırır. Daha yolun başındayken sanki içinedoğmuş gibi Huysuz Çınar'a sorar:
"Hâkim ya da savcı olursam ve sen bir suçla karşıma gelirsen ne yapmalıyım?"
"Hiç tereddütsüz kanundaki suçun karşılığı ne ise onu vermelisin!"
"Ama ben sana ceza veremem ki!"
"Hayır! Vermen gerekir çünkü bir devleti yıkmak iki kurumun dokusununbozulması ile meydana gelir. Birisi eğitim sistemi diğeri ise hukuksistemi."
"Peki avukat olursam Huysuz Çınar?"
"Avukat olursan beni savunabilirsin ama savcı ya da hâkim olduğuntakdirde kanunda ne yazıyorsa onu uygulaman gerekecek, çünkü eğitimsizlikeğitimsizliği, adaletsizlik adaletsizliği doğurur."
"Peki bunun ikilemini yaşarsam ne olacak?"
"O zaman yaptığın işi derhal bırakmalısın çünkü kanunu uygulayacakcesaretin yoksa orada olmayı da hak etmiyorsun demektir."
Beken'in yokluk yüzünden hayatın dışına atılmak üzereyken hatta suçlularkervanına katılmak üzereyken değişen hayatını okurken sanki o,hemen yanınızdaymış gibi hissedeceksiniz. İşte bu his, hikâyenin sonundaBeken'in vermekte zorlandığı kararla ilgili sizi de derin düşünceleredaldıracak.
"Peki şimdi Beken ne yapmalı?"