Ulus merkezli eski Ankara (Ankyra), Frigler (Phrygler) Dönemi'nden (MÖ 8. yüzyıl) itibaren günümüze değin kesintisiz yerleşilmiş; günümüzde olduğu gibi Antik Dönem ve sonrasında da önemini korumuş bir kenttir. Ankara'da Frigler ile başlayan yerleşim yeri, merkezde ve yakın çevresinde Tümülüsler; tümülüslerle bağlantılı olan kabartmalar ve Ulus civarında yapılan arkeolojik kazılarda bulunmuş olan seramikler haricinde henüz Frig Dönemi yerleşiminin niteliğine ilişkin veri içermez. MÖ 3. yüzyılda Galat boylarından Tektosag'ların başkentliğini yapan Ankara'da bu döneme ilişkin arkeolojik veri yok denecek kadar azdır. Buna karşılık okumakta olduğunuz bu kitaba "Güzel Şehir İlkeleri: Eski Roma – Eski Ankara" da konu olan Roma İmparatorluk Dönemi'nin hemen başlangıcında yani MÖ 25 yılında Roma İmparatorluğu'na bağlı Galatia Eyaleti'nin Başkenti olan Ankara (Ankyra) tarihte ilk kez en parlak dönemini yaşamıştır. Bu dönemden bir başkentin mimari dokusunu anlayabileceğimiz birçok mimari yapı ve mimari yapı kalıntısı günümüze ulaşmıştır. Söz konusu bu yapılar arasında günümüzde halen görülebilen Augustus ve Roma Tapınağı, antik tiyatro, büyük hamam (Caracalla Hamamı), kentin kuzey-güney aksındaki ana arteri cardo maximus, sütunlu cadde ve anıt sütun (Jülien Sütunu?) sayılabilir. Ayrıca arkeolojik kazıları yapılmış ancak modern yapılaşmayla yok edilmiş olan stadion, anıtsal çeşme (nymphaeum?) ve eyalet yönetici binası (palatium?), özel konutlar gibi birçok yapı daha Roma Dönemi kent dokusuna dâhildir. Yaklaşık 45 yıl hüküm süren Roma'nın ilk imparatoru Augustus'un yaşamı boyunca yapmış olduğu icraatları Eski Yunanca ve Latince olmak üzere iki dilde duvarlarında barındıran Augustus ve Tanrıça Roma Tapınağı, "Yazıtlar Kraliçesi" olarak ta adlandırılmaktadır. Ankara'daki bu önemli tapınak ve yazıtlarla ilgili bilgi ve görselleri, günümüzde Roma kentinde Tiber Nehri kenarında müze olarak restore edilen MÖ 13 yılında Roma Senatosu tarafından yapımına karar verilen ve MÖ 9 yılında yapımı tamamlanan Augustus Barış Sunağı (Ara Pacis Augustae) sergisinde görmek her iki başkent arasındaki ilişkilerin derin köklerine vurgu yapar.