(…) Bir iz sadece. Çoğalmayan bir sessiz oysa. Akıcı değil sızıcı hiç değil. Bir iz gibi ayrılmış. Geçince bazen biliniyor, duyuluyor bazen. Seziliyor oysa. Hep geçiyor ve görülmüyor. Bir uyku. Düş gibi geçiyor. Rüzgar gibi savruluyor. Sonsuz sanınca hiçliğe düşüyor. Uykuyla uyanıklık arasında iri beyaz bir kuş geliyor. Seni alıp dünyanın bir hardal tanesi gibi küçüldüğü yere çıkarıyor. Orada seni bekleyen, senin beklediğin bir dağ var.
Deneme, Araştırma, Roman ve Senaryo gibi birçok yazı alanında önemli çalışmaları bulunan, özellikle öykü alanında yapmış olduğu çalışmalarla tanınan ve eserlerinin bir kısmı dünya dillerine çevrilen Sadık Yalsızuçanlar, "Güzeran" adlı eserinde insan, yaşam ve akıp giden zamanı betimlerken, zamanı ve mekanı olağan kalıplarının ötesine taşıyıp okuyucuya sözün özünü sorgulama imkanı sağlıyor.