Dört duvara hapsedilemeyen hayatlar bir fotoğraf karesine hapsedilemez ve hakikati anlatamaz elbette ama gözlerinizi diktiğiniz bu fotoğrafın bir özelliği var: İçerili yolculuğumun ilk yılında 1993 yılı yaz aylarında Diyarbakır E. Tipi zindanın 36. koğuşunda çekilmiş o ilk fotoğrafta yer alanların çoğu hayatlarının 30 yılını dört duvar arasında geçirmiş ve halada geçiren arkadaşlar; Simurglar onlar işte. İçlerinde Mehmet Aslan gibi vahşice katledilenler Aram Akyüz gibi bir sevdaya bir hasrete kalbi dayanamayıp yıldızlaşanlarda var. O yüzlerin her birine iyi bakın, şimdi yüz yüzeyiz artık; bir sokakta bir etkinlikte bir otobüste karşılaşabileceğiniz insanlarız. Görmezlikten gelmekte, görüp de hiçbir şey hissetmemekte, acıyan gözlerle bakmak da bir seçenek olduğu gibi anlamaya çalışmakta bir seçenek. Büyük birader ile küçük cam göz kardeşler ordusunun "gözünden" sonra birde buradan "görülmeyi" deneyimliyoruz çoğumuz .20 yıl sonra İtheka'ya dönen Odeysus hangi gözlerle karşılaşmıştı? O hangi gözlerle bakmıştı İtheka'ya? Kaçış yok göz göze yüz yüzeyiz!