Hac veya umrede, sadece bir mezhebin hükmüyle amel edilmiyor. Hak mezheblerin hükümlerinden de istifade edilerek yapılan bir ibadettir. Çünkü sadece bir mezhebin hükümleriyle orada ibadet edilmiş olsa, o zaman işin içinden çıkılması zor bir hal alır. Onun için her mezheb orada diğer Hak mezheplerin hükümlerinden de mecburen istifade ederek hac veya umresini böylelikle tamamlamış oluyor.
Eğer her mezheb mensubu diğer mezheplerin hükümlerinden istifade etmemiş olsa, haccın veya umrenin sahih olması çok zor. İşte bu küçük eserimizde, hacda veya umrede meydana gelen hata ve kusurların telafisi ancak diğer mezhep hükümlerinden amel edilmekle mümkün olur.
Mezhebler birer rahmettir. Şayet mezhepler olmasaydı, çoğu meselelerin içinden çıkamaz durumlara gelirdik. Onun için mezhep imamlarımızdan Allah razı olsun. Bizlere çok büyük kolaylıklar ve çözümler bıraktılar. Hacda veya umrede her mezheb mensubu elbette mümkün olduğu kadar kendi mezhep hükümleriyle amel etmelidir. Keyfi olarak hemen ilk etapta en kolayını tercih etmemelidir. Sıkıntılı, meşakkatli, yapamadığı ve mecbur kaldığı durumlarda diğer mezheb hükümlerine müracaat etmelidir.
Bir de şayet kendi mezheb hükümlerine aykırı bir harekette bulunmuşsa, çok da fazla paniğe, heyecana ve ümitsizliğe kapılmamalıdır. Nitekim Rabbimiz Kur'an'ı Kerim'de "(Unutma) Kesinlikle her zorlukla beraber, elbette bir kolaylık (ve rahatlık) da olacaktır. (Sabret, her usr; iki yusr doğuracaktır. Çünkü gerçekten her zorlukla beraber (iki kere) kolaylık bulunacaktır.)" buyurmaktadır.