Din, insanın ve tabii dolayısıyla toplumun her iki dünyasını da şekillendiren en başat unsurlardan biridir. Tarih boyunca öyle ya da böyle herhangi bir "inanç" taşımayan herhangi bir toplumun varlığı bilinmemektedir. Bu sebeple, ister peygamber olsun ister olmasın "din kurucuları" her toplumda en önde gelen kişiler durumundadır.
Dinin sahibinin, kâinatı yaratan Allah olduğuna inananlar için, mensubu bulundukları dini kendilerine "getiren" ve "öğreten" kişiler peygamberlerdir. Haliyle inanan bir insan için "inandığı" peygamber, hayatındaki en önemli insandır ve onun hayatı, kendisi için yegâne modeldir.
İşte bu eserde, peygamberlerin hayatlarının birer yansıması olan hadislerin nasıl okunması gerektiğini Ebû Süfyan-Herakliyus görüşmesi rivayeti örneğinden anlatan yazar, eserin sonunda bir hadisin bize neler anlattığını açıklayıcı bir şekilde anlatmaktadır. Böylelikle, her örendiğiniz hadisin, aslında devrine ve zamanına göre çok başka şeyler anlattığını göreceksiniz.