Aydan Selman ilk öykü kitabı Hafıza Ormanı'nda sizi kar küresinde geçen çocukluğuna, zaman tünelinden çıka gelen düşlerine götürüyor. Nepal'in gece yolcusu çiçek çocuklarından, Heybeliada'nın hanımeli kokan bahçelerine doğru…
"Yoldan geçen arabaların sesi giderek azalmış, bir süredir etrafında gezinen köpekler bile derin uykuya dalmıştı. Ellerini kavuşturup, pardösünün kollarını uzatmaya çalıştı. Üşüyordu. Bir telefon sesi duydu. "Aha.. Tanıdım bekçinin telefonu çalıyor, neydi bu müzik? Çok hoş, naay nay nay tray nay nayyyy… Benim telefonum mu? benim telefonum var mı?" Eliyle ceplerini yokladı. "Bekçinin telefonu varsa, mutlaka benim de vardır bir telefonum. Ne zaman almıştım? Hangi yıldayız? İki bin... Üççç, beşş, ohaa! Ne çok yıldız var gökte! Anaa üçç binn, beşş milyon, milyar mı? Uçaklar hariç... Milyon, ohh bu paraları niye toplamıyorsunuz? Yoruldunuz mu? Ben de yoruldum, bu uçak rotasından kaydı, uçaklar… Pa ra larrrr..."
"Tüm gün pencerenin içine oturur, dışarıda yağan kar denizinde kayboluşumu izlerdim. Kar küresindeki minik beyaz zerrecik gibi oradan oraya savrulup kimi zaman taa yukarılara çıkar, bazen bir kar taneciğinin peşinden gider ama onu hemen kaybederdim. Tek eğlencem buydu. Kar taneleriyle uçuşmak."