1919 yılından itibaren Mustafa Kemal Paşa'nın liderliğinde Anadolu'da başlayan, giderek güçlenen ve genişleyen, Milli Mücadele'de ortaya koyulan yeni ve milli bir siyaset ile sosyal, iktisadi ve askeri bakımdan istikrarın temin edilmesi ve her şeyden önce bağımsızlığın sağlanması için büyük bir gayret gösterilmiş ve bu gayretin siyasi bir programa ve hedefe dönüştürüldüğü esaslar, Misak-ı Milli ile açıklanmıştır. Nitekim Misak-ı Milli siyasetinde, "Türklerle çoğunlukta olan meskûn yerler" fikri esas kabul edilmiştir.
Bu genel siyasetin içerisinde Halep Vilayeti de kendisine bağlı Maraş Sancağı, Urfa Sancağı ve Halep Sancağı ile birlikte müstakil Deyr-i Zor sancağı önemli bir yere sahiptir. Bu maksatla Milli Mücadele'nin lideri Mustafa Kemal Paşa ve yöneticileri, hem Heyet-i Temsiliye hem de Türkiye Büyük Millet Meclisi döneminde Halep Vilayeti hakkında izledikleri siyaseti, askeri bir güce dayandırmış ve bu gücü bir harekâta dönüştürmüştür.
İşte Milli Mücadele'nin "siyaset-strateji-harekât" olarak her birinin ayrı ayrı belirlendiği ve aralarında uyum ve geçişin sağlandığı yapı, TBMM tarafından etkin bir şekilde yönetilmiştir.