Yaşadığımız dünya halkla ilişkiler tarafından kurgulanmış olabilir mi?
İletişim olanaklarının bu denli arttığı bir ortamda hakikate ulaşmak neden bu kadar zorlaştı?
İletişim araçlarıyla bize dayatılan hakikatlerin sahipleri kim? Halkla ilişkilerin buradaki rolü ne?
Güçlü olanın haklı olduğu bir dünyaya karşı sivil itiraz hakkımızı nasıl kullanabiliriz?
Hakikatin direnişi için muhalif halkla ilişkilere neden daha çok ihtiyacımız var?
Bu kitap benzeri sorularla halkla ilişkilerin kurmaca dünyasını sorguluyor; yaşanabilir bir dünya umudunu taze tutmak için yeni yanıtlar arıyor.