Hasbelkader
Bazen sadece gitmek istersin… Simdi geriye dönüp bakiyorum da annemin elini tutarak yürümeyi, elini tutarken yüregine sarilmayi, babamla geçirdigim hafta sonlarini ve hiç kirilmayacak sandigim oyuncaklarimi... Dümdüz yol varken tümsekten yürümeyi özledim ben. Annemin “Oglum düseceksin.” derken sesindeki telasini özledim. Taslardan kaleler yaptigimiz futbol maçlarini özledim. Herkesin oynadigi fakat kimsenin kaybetmedigi oyunlari... Körebe oynarken o an orada bulunan herkese güvenmeyi özledim. Simdilerde gözlerim açikken bile güvenemiyorum insanlara. Çocuklugumu özledim, menfaat gözetmeden düsünmeyi... Kötülük namina hiçbir sey bilmeyecek kadar cahil oldugum günleri özledim. Büyümek isteyecek kadar saf oldugum günleri... "Umutlari vardi, gerçeklesmek için can atan. Fakat umut dedikleri, gözlerimiz açikken gördügümüz rüyalardir. Hem de öyle rüyalar ki yanlarinda kâbuslarin masum kaldigi. Zira kâbuslar, uyandiginda kurtuldugun rüyalardir. Umutlar ise, uyandiginda baslayan kâbuslar…"
Devamını Oku