"İslâm gelmeden önce, Osman olgun ve kişilikli biriydi. Çok yönlü özellikleri vardı. Edepli, zengin ve hoş sohbet, tatlı dilliydi. Halk arasında saygınlığa sahipti. Putlara pek itibar etmemiş, çirkinliklere bulaşmamış, şarap içmemiştir yaşamında.
Ticaretle uğraşır, asıl alanı manifaturacılık. Bu işte büyük başarılar elde etti. Mekke'nin sayılı zenginleri arasına girdi. Yanlışlara, İslâm'a girmeden önce de düşmedi. Bir el onu korudu, bir hale onu kuşattı.
'Şarap aklı giderir. Akıl ise Allah'ın insana verdiği en değerli hazinedir. İnsan zor yarışmalarda galip gelerek değil, ancak aklıyla yükselir' derdi.
Gençlerin eğlencelerine katılmaz, şarkı ve oyunlu toplantılarda bulunmaz, giysilerine özen gösterirdi.
Aklın yolu doğruyu bulmak ve o istikamette yürümek.
Bu bir aşka dönüşünce göz başka bir şeyi görmez.
Aşk, Sevgili'yle birlikte olmak.
Aşk, bağlılık.
Aşk, güçlüklere ve zorluklara dayanmak.
Ve vahiy kâtibi olmak…"
Çehâr yâr-ı güzin'in üçüncü yaprağı olan Hz. Osman'ın yaşamını Ali Haydar Haksal edebî bir dille kaleme aldı. Güzel ahlakı, hoşgörüsü, tatlı dili ve cömertliğiyle bilinen Hz. Osman'ın yaşamı hepimiz için bir örnek teşkil ediyor.