Dünyamız; hiçbir bireyin, hiçbir grubun, hiçbir kapitalistin veya kapitalist muktedirlerin dolayısıyla hiçbir ülkenin, ezelden beri süre gelen üzerlerine kayıtlı tapulu mülkiyeti değildir. Olamaz. Dünya bütün insanlığın ortak yaşam alanıdır.
Dünya hukuku oluşturulmadıkça savaşlar da bitmez insanlık da barışa ulaşamaz. Birçok ülkenin yöneticileri de bağlı bulundukları vatandaşlarına yoksulluk, zulüm yaşatır. Yeterince iyi eğitim şartları da oluşturamaz.
Çünkü gezegenimiz; kendine özgü özellikleriyle tektir. Hiçbir insanın veya insan gruplarının veya bir ülkenin bu alanları sınırlandırmaya yalnızca kendi hukuklarını oluşturmaya, yasalar çıkartmaya hakkı yoktur. Diğer insanlar üzerinde söz sahibi olamaz, baskı kuramaz, muktedir olamaz.
Hukuk haktır. Bütün insanların ve diğer hayvanların yaşadığı dünya üzerinde hakları vardır. Bu yüzden bütün insanlar, diledikleri yerlere izinsiz gidebilmeliler. Buna ilişkin aksine kanunlar yapılmamalıdır. Ancak bütün insanlığın huzurlu, barış içinde yaşamaları adına, sahip oldukları haklarını kullanabilmeleri için yalnızca düzenlemeler getirilmeli ve bu hakların korunması ve kullanılması için yasalar çıkarılmalıdır.
Bunun adı da:
Dünya İnsanlık Hukukunun Oluşturulması Ve Uygulanmasıdır…