Her kitabın bir kaderi var... İşte bu kitabın da ortaya çıkmasının ilginç bir hikâyesi var. Geçmişte İstanbul'un mûtena bir sayfiyesi olan Erenköy'de, duvarlarla çevrili bahçe içinde koca koca ağaçların arasında heyûlâ gibi duran, içinde perilerin yaşadığı izlenimini veren metrûk bir köşkte, birtakım kitapların olduğunu haber verdi aynı semtin mukimi ve kendisi apartman dairesinde oturan "pembe köşk"ün sahibesi hanımefendi.
Bir sonbahar akşamının alaca karanlığında hep önünden geçtiğim ve içeride gulyabanilerin olduğu hayalini kurduğum binaya girdim ve mum ışığında kitapları incelemeye başladım. Eski zamanlara ait sandıkların içindeki kitapların darmadağın edilmiş hali iç burkucuydu. Hiç kuşkusuz yıllarca bir çocuk gibi değerli görülen, okunan ve özenle korunan kitaplar sonunda sahipsiz ve öksüz kalmıştı.
İşte bu kitapların içinden çıkan 1517 yılına ait Ravzatü'l-İslâm adını taşıyan yazmayı, "iyi niyetli güzel insanlar"ın emeklerinin görünür kılınması için bana tevdi edilmiş bir görev bilerek gün yüzüne çıkarmaya çalıştım. Ve o Hayat Kitabı olarak yeniden doğdu.
Ravzatü'l-İslâm 1517 yılına ait yazma bir eser. İslâm ahlâkının inceliklerini anlatan eser Ve o Hayat Kitabı olarak yeniden doğdu.