"Oyun yaşamın provasıdır."
Çocuklarımızla oyun oynarken, oyuncaklarının onu her koşulda geliştirmesini arzu ederiz. Çocuklarımız için onun gelişimini destekleyen, zihnini çalıştıran ve kavramları öğrenmesini sağlayan oyunları seçeriz. Çocuğunuzun zihnini geliştirdiniz.
Tamam. Peki ya ruhu?
Hayatın içinde pek çok imkâna ve zenginliğe sahibiz. Aynı imkânları çocuklarımıza da fazlasıyla sunuyoruz. Çocuğumuz öyle değerli ki yaşamımızdaki her şeyi boğarcasına etkinliklerle ya da oyuncaklarla ona sunuyoruz. Oyuncaklarını önüne yığıyor, boğarcasına ona ekranları da veriyoruz.Benim hayatta altını doldurmayı en sevdiğimkelimelerden biri "denge"dir.Denge, ebeveynlikte de ulaşmamız gereken nokta olmalıdır… Ben bu durumun adına tıpkı Donald Winnicott gibi"yeterince iyi ebeveynlik" diyorum.Yeterince iyi bir ebeveyn olmaya çalışırken, oyun konusunda önceliğiniz bilgi olmasın. Çünkü bu tutum, oyun adı altında çocuk üzerinde kurulan bir baskıdır. Bu kitapta, çocuğunuzun ruhuna iyi gelecek oyunları öğrenecek ve kaliteli zamanların aslında hiçbir nesnel karşılığı olmadığını da göreceksiniz.