Hep böyle mi olur? Bitti demekle bitmez. Açık bir yara gibi sızlayıp durur zamanlı zamansız. Üzerinden yıllar geçer, şehirler geçer, insanlar geçer, koskoca bir hayat geçer de bende bıraktığın sen geçmez, bitmez neden?… Hayata karıştım, çarşı pazar gezdim, yeni dostlar edindim, iş değiştirdim, giyim tarzımı, saçımı başımı değiştirdim, yolculuklara çıktım, evime evcil hayvan aldım, akraba ziyaretlerine gittim, kaza yaptım, ölümden döndüm, yeni filmler seyrettim, yeni kitaplar okudum… Sen gitmedin benden! Sen geldin kalbimin limanına demirledin. Git başka limanlara başka sevgililerin olsun dedim, bunu bile istedim, bunu bile.. Aç kaldım, susuz kaldım, kendimi sevgisiz bıraktım yine olmadı. Yediğim ekmekte, içtiğim suda, kahvenin falında suretin belirdi ansızın. Senden kaçtıkça sana yakalandım. Nasıl bu kadar çoğaldın, her baktığım yüz, nasıl da yüzün oldu.
Hep böyle mi olur? Dinlediğim her şarkı nasıl seni anlatır? Gittiğim her yer nasıl da senli anılar yığınıyla bezenir?
Evet, hep böyle oldu. Ne yaptımsa kurtulamadım senden. İşte teslim oluyorum sana. Gel, yağmala beni, yağmalayacak bir şey bulabilirsen. Gel, sök kalbimi yerinden, sana dair bir şey bulabilirsen. Gel, unuttur kendini artık. Git diyemiyorum, gitmedin çünkü bunca zamandır.