Zühd, "dünyanın fani lezzetlerinden faydalanma konusunda zaruri miktarla yetinmek", "refah içinde ve şaşalı yaşamaya iltifat etmemek." gibi manalara gelir.
Tasavvufun mühim esaslarından biri de dünyayı terk etmektir. Şüphesiz ki, bu terk, kesp, yani kazançtan, maişeti teminden uzaklaşmak değil dünya sevgisinin kalpten sökülüp atılması manasınadır. Kesp çalışma, kazanma demektir. Buna göre, mahiyetine hem madde hem mana derç edilen insan, dünyanın maddesine çalışırken, mana yönünü ihmal etmemelidir. Bir insan para kazanmalı, fakat parayı kalbine değil, kasasına koymalı ve o parayla faydalı işler görmelidir. Hz. Mevlana'nın deyimiyle, "su geminin içine girerse onu batırır, altında bulunursa onu yüzdürür."
Bazılarının dünyayı terk noktasındaki "bir lokma bir hırka" telakkileri, kendi özel anlayışlarıdır. Asıl hüner, dünyayı ahiretin tarlası olarak görüp ondan ebedi saadeti namına azami derecede faydalanabilmektir.