Bütün bir tarih boyunca sorulan "hayatın anlamı nedir?" sorusunun cevabı aslında kendinde gizlidir. Çünkü bu bir sorudur ve soru sınav için sorulur. Hayatın kendisi de bir sınav olduğuna göre hayatın anlamı da "anlamı" aramaktır.
Hayatın anlamı ile ilgili bilimsel çalışmalar evrenin varoluşu ve oluşumu üzerinde yoğunlaşırken daha çok hayatın "nasıl" üzerinde durmuştur. Felsefi düşünceler materyalist ya da mistik yorumlarla konuya yaklaşırken, dini düşünceler genellikle mistik-metafizik eksende görüşler ortaya koymuşlardır.
İslam'a göre insanın yaratılış gayesi, biri Mutlak Yaratıcı, diğeri beşeri olan iki ben arasında kesintisiz bir ittisal halinde, birbirlerinden haberdar, birbirlerine doğru karşılıklı bir gidiş-gelişle anlam arayan insanın Yaratanına mutlak manada itaatı ve kulluğudur.
Sonsuz güzelliğe ulaştıran, kulluğun en güzel ifadesi, aynı zamanda kulun acizliğinin en güzel göstergesi hiç şüphesiz namazdır. Çünkü namaz bütün Unattaki varlıkların tesbihini kendinde toplayan, sözlü, fiili ve kalbi bütün ibadetleri içeren bir ibadettir.