Hayatımı yazmamdaki sebeplerden biriside, hayatın değişik merhalelerinden geçerken çok zorluklarla karşılaşmam olmuştur. Bu zorlukların bir kısmını yazacağım, bir kısmını yazmayacağım, büyük bir kısmını da unutmuş durumdayım.
Yaşadığım hayat öyle bir hayat ki yalın ayakla başlayıp yalın ayakla devam eden ve yalın ayakla bitecek olan bir hayat. Tek bir kelime Türkçe bilmeden, çobanlıktan, amelelikten, Matematik ve Fizik Öğretmenliğine doğru akan bir hayat. Bu zorlu hayata başlarken en büyük avantajım, çok zengin ve tecrübeye dayalı ve aynı zamanda detaylı bir gramere sahip olan Kürtçe dilinin konuşulduğu bir ortamda doğup büyümemdir. Ayrıca doğup büyüdüğümüz bu zaman ve zeminin zorlukları, merakımızın kaynağı olmuştur. En önemlisi de hayatımızda tam manasıyla yaşamasak bile İslami kültürün bilindiği bir dönemde yaşamamızdı.
Bu yaşantıyı yazarken öyle edebi ve süslü cümleler kullanmayacağım, çünkü benim öyle bir kabiliyetim yoktur. Genel olarak kısa, sade, bazen devrik ifadelerle parça parça, gördüğüm şekliyle anlatacağım. Yaşadığım olaylara herhangi bir ekleme veya çıkarma yapmadan olduğu gibi içimden geldiği şekliyle anlatmaya çalışacağım.
Bu hayat dönemeçlerinden geçerken çok farklı imtihanlarla, zorluklarla karşılaştım. Bunların bir kısmını kazandık, bir kısmını da kaybettik. Allah sonumuzu hayretsin. Allah bu cazibedar dünyada bizleri gaflette boğmasın.