Hayatın Mucizeleri'nde Stefan Zweig, birbirinden farklı karakterlerin iki tabloyla kurdukları ilişkiyi ele alırken bir yandan da tuhaf sayılabilecek bu arkadaşlığı en doğal ve derinlikli haliyle anlatıyor. İhtiyar bir ressamın ona modellik yapan Esther'le kurduğu güçlü dostluğu konu edinirken, sanat eserleriyle kurduğumuz dostluğun da bundan aşağı kalır yanı olmadığını hatırlatıyor bize. Yaptığı resimde tek bir yüz ifadesine bütün inancını, sevgisini sığdırmaya çalışan bir ressamı anlatırken kutsal olanla dünyevi olanı, tutkuyla nefreti, sanatla gerçeği iç içe geçiriyor. Bireyin sanatla, Tanrı'yla ve kendiyle olan hesaplaşmasını naif bir anlatım, çarpıcı bir gözlem yeteneği ve okuru kendine hayran bırakan psikolojik tahlillerle ele alıyor.