Yağmur damlalarının oluşturduğu, çukur üzerinde pereme yüzdürmeye çalışan ak saçlı bigâneye rast geldi gözlerim. Her damlasında bir "lıp lıp" edişine şahit olmakla kalmayıp, peremenin yol aldığını da bizzat gördüm. Adeta süzülmekle kalmadı, bana nasıl yol alacağımın dersini dâhi vermekle yetinmedi.
Ardından herhangi birine bağlı olmamam gerektiğinin koordinatını birbir aktardı.
Zamane takvimde mevsimlerden sonbahar olunca gazellerin de dalgayla yol aldığını görmek cabası oldu tabi. Gıyâbında konuşmakla kalmayıp, dile geldi bigâne. Birbir anlattı senaryoyu. Meğersem o çukurlar önceden oluşan yağmurun sonradan doluştuğu gazelin dalgayla yol aldığı...
Tamamıyla önceki takvimlerin gardırobunda yer alan, yaprak misaliymiş meğer.
Oldum olası pencere kenarından seyre durduğum adaları andıran çukurların üzerine kepenek kapanasıymış meğer...
Ben hayatın peremesiyim...