Yunanlı aydınlar, öğrenciler, işçiler, çocuklar ve kadınların tutulduğu Haydari Kampı'nda yaşanan irkiltici, korkutucu, kahredici insanlık dışı gerçek olayların anlatıldığı bir belgesel kitap. Kitapta insanın ne kadar insanlıktan çıktığını ve insanlıktan çıkarıldığını tüylerimiz diken diken olarak okumaktayız.Bütün bu yaşananlara rağmen yazarın, büyük bir açık yüreklilikle sergilediği bütün korkuları, ikiyüzlülüğü, kötülüğü, kuşkuları, zayıflıkları içerisinde insana, insanlığa dair gene aynı içtenlikle ve tüm gerçek boyutlarıyla gözler önüne serdiği, hafızalarımıza kazıdığı o büyük "umut"u ve iradeyi görmekteyiz."Kurşunlanmış bir kuştur umut", umut kurşunlanmıştır ama ölmemiştir. Her türlü insani duygunun çiğnendiği, ezilmeye çalışıldığı bir mezarlık olan toplama kampında, öldürüleceğini bilen insanların arasında bile ölmez "umut." Mutlak sonu ifade eden ölüm, yüzlerce yıllık insana özgü değerlerle kantara konulmuştur ve "irade" bu iki gerçek arasında büyük bir savaşım içerisindedir. İkinciden vazgeçiş de kayıtsızlıklar, karanlıklar, bilgisizlikler ve korkular denizinde bir kayboluş olarak "ölüm"dür. Ve elbette "insan", direnmeyi seçer...