Tarihimizi öğrendikçe kendimizi tanıyacağız. Dinimiz, dilimiz, kültür ve medeniyetimiz, sanatımız, mimârîmiz, musîkîmiz; kısaca iftihar edeceğimiz bütün değerlerimiz mazimizde saklıdır. Şunu unutmayalım ki; tarihimizden koparsak, yok oluruz! Düşmanımızın istediği de budur!
"Hayırda Yarışan Kadın Sultanlar"la, sizleri şanlı mazimizin az bilinen bir dünyasına, Harem-i Hümayun'a taşıyarak, milletimize kasıtlı olarak yanlış aksettirilen bu mütevazı dünyayı tanıtmak istedim. Ömürleri boyunca bütün düşüncesini hayır ve hasenata hasreden bu "Mehd-i Ulya-yı Saltanat"ların yaşadıkları acı tatlı olayları, maceralı hayat hikâyelerini, bazen çevrelerindeki olaylardan hareketle, bazen kendi söz ve mektuplarından kesitler sunarak anlatmaya çalıştım. Fedakâr saray kadınlarının bugün yıkılıp giden veya hâlâ yaşayan vakıf eserlerini yer yer ayrıntılarıyla tanıtmaya, sizleri o âbidelere farklı pencerelerden baktırmaya gayret gösterdim.
Gönül isterdi ki kitabıma hayırlı hizmetlerde bulunan bütün saray kadınlarını taşıyabileyim; ancak bu esere yüzlerce kadın sultandan sadece dokuzunu sığdırabildim. Ümit ediyorum ki, kısa bir gelecekte farklı isimlerin hayat hikâyeleri ve eserleri de topluma tanıtılır.