"Rabbin Âdemoğulları' ndan -onların sırtlarından- zürriyetlerini alıp bunları kendileri hakkındaki şu sözleşmeye şahit tutmuştu: Ben sizin Rabbiniz değil miyim? "Elbette öyle! Tanıklık ederiz" dediler. Böyle yaptık ki kıyamet gününde, "Bizim bundan haberimiz yoktu" demeyesiniz." Araf Suresi 172. Ayet
Elest meclisinde verdiğimiz söz varlık olabilme sevinci veya merakı, sonrası mı? Tabi ki İsyan! Halbuki Rabbim Ahzap Suresi 72. Ayette buyuruyor ki. Biz, emaneti göklere yere ve dağlara sunduk Onu yüklenmeye yanaşmadılar. Ondan korktular. Onu İnsan yüklendi. O çok zalim ve çok cahildir.
O ana kadar "hiç" olan ben, bir nefsaniyete sahip olabilmek için bela cevabı verip, ne zamanki yaratılıp varlık alemine çıkarılınca isyana büründüm. Bu işin hakkı bu, bu sözün sonu bu olmamalıydı. Düşündüm ki! bir gözüm kör, bir kolum çolak, bir bacağım topal olmuş olsaydı ve benim bu halime acıyıp, gözünü, kolunu ya da bacağını bana infak edecek birisine, sahip olduğum imkanlardan kim bilir neler sunardım. Halbuki, beni bana eksiksiz teslim eden Rabbime, şu ana kadar isyandan başka hiçbir şey sunmamış olan ben, neler düşündüm neler...