Bu kitap, Hz. Ali'nin, ünlü Arap dili ve edebiyatı bilgini Câhiz (ö. 869) tarafından derlenen 100 hikmetli sözünün, Selçuklular (1038-1194) ve Harezmşahlar (1097-1231) devri meşhur Fars şair ve yazarı Reşîdüddîn Vatvât (ö. 1177) tarafından ikişer beyitlik kıt'alar hâlinde yapılan Farsça çevirisi ile, Vatvât'ın bu çevirilerinin Mustafa İzzet Efendi ile Hâcezâde Ahmed Cevdet tarafından yapılmış Türkçe manzum çevirilerinden oluşmaktadır. Kitabın hazırlanmasında, Sad Kelime-i Hazret-i Alî (Farsçaya nazmen çeviren: Câmî, Türkçeye nazmen çeviren: Mustafa İzzet Efendi, İstanbul 1869) ile Tercüme-i Sad Kelime-i Hazret-i Alî (Farsçaya çeviren ve nazmeden: Abdullâh-ı Herevî (ö. 1089), Türkçeye çeviren ve nazmeden: Hâcezâde A. Cevdet, İstanbul 1893) adlı eserler esas alınmıştır.
"Bir hatadan bir defa özür dile. Çünkü iki kez özür dilemek senin değerini düşürür. Özür dilemeyi tekrar etmen o hatayı tazelemektir."
***
"Eğer nasihat edeceksen tenha yerde et. Çünkü bundan daha iyi bir nasihat şekli yoktur. Orta yerde yapılan nasihat onur kırmaktan başka bir şey değildir."
***
"Ey hüneri olup malı olmayan kişi! Yaratanından şikâyette bulunma. Cehaletle birlikte nimet isteme. Çünkü cahilin nimeti mezbelelikteki yeşillik gibidir."
***
"Eğer insanlardan ümidini kesersen bedenin özgür, gönlün de şad olur. Ve eğer onlara ümit bağlarsan vakarını ve özgürlüğünü kaybedersin."
***
"Herkesi tasdik etmekte aşırıya kaçmayın. Çünkü bundan riyakârlık ortaya çıkar. Sürekli muhalif olmaktan uzak durun. Çünkü bundan da düşmanlık artar."
***
"İnsanın kalbinde gizlediği şeyin ne olduğunu, bazen sözlerinin arasında bazen de yüzünün şeklinde ara."