Helen Keller, 1880'de Amerika'nın Alabama eyaletinde sağlıklı bir bebek olarak dünyaya geldi.
On dokuz aylıkken geçirdiği ateşli bir hastalık sonucu görme, duyma ve konuşma yetilerini kaybetti.
O günden sonra dünyası karanlık ve sessiz bir zindan gibiydi.
Çıldırasıya ağlıyor, ruhunu saran zincirlerden bir türlü kurtulamıyordu.
Hayatı büyük bir kâbustan ibaretti, ta ki yedi yaşında öğretmeni Anne Sullivan ile tanışana dek.
Helen, sadece dokunarak ve koklayarak, görebilen, duyabilen ve konuşabilen milyonlarca insanın yapamadığı birçok şeyi başardı.
Öyle ki; dünyaca ünlü bir yazar, eğitimci ve aktivist oldu.
Onun zifiri karanlıktan, göz kamaştırıcı aydınlığa giden, ilham dolu hikâyesinden parıltılar toplamaya ne dersiniz?