İnsan aciz ve zayıftır. Kendini bir şeylerin üstesinden gelebilen, pek çok şeyi anlayabilen, çözebilen biri gibi hissetmek ister. Kendini işleri hallederken, başarırken görmek ister.
Çocuğunu kötüden korumayı başardığını, onun için iyi olanı sağladığını görmek ister ve böyle isterken, kendini tam tersini hissederken bulduğu daha çok olur.
Hep ne kadar çok şeyi kontrol edemediğini, değiştiremediğini, ne kadar çok şeye anlam veremediğini, ne kadar çok şey karşısında aciz kaldığını görür, yani kendini görür, tanır, kendi mahiyetiyle karşılaşır; acizliği ve zayıflığıyla.
İnsan acizliğini ve zayıflığını ne kadar çok hissederse, o kadar muhtaç bir şekilde içsel bir kuvvet aramaya başlar. Ne kadar büyük hayal kırıklığı yaşarsa o kadar büyük bir teselli arar. Kendi başına ayakta durmaya çalışmaz. Kendi küçük kuvvetinden çok daha büyük bir kuvvete tutunmak ister.
Anneliğin zorluğunu derinlemesine yaşarken, aradığını insan olmanın anlamında ve O'nda bulan bir annenin kaleminden..