Herkes kendisiyle bir şekilde konuşur. Bazen sesli yapar bunu, bazen sessiz. Bazen konuştuğu vicdanıdır, bazen kalbi. Ah, bazen nefs olur bu, bazen akıl. Bazen pişmanlık gözyaşlarıyla konuşur. Bazen uzak-yakın bir dostla. Tüm bunları ete kemiğe büründürüp "Feride" diyor Sait Köşk. Feride; kimi zaman bir dost, kimi zaman bir eş, kimi zaman da bir derman hayat yaralarına.
Feride önce Hemdem oldu, dostça. Şimdi Hemhâl.
"Merak ettim Hemhâl ne demektir diye.
Öğrendim ki aynı hissetmekmiş.
Aynîleşmek de denilebilirmiş.
Dostunuzla aynı rüyayı görmek gibi.
Yaşanılan aynı durumlara
farklı ortamlarda olsanız da aynı tepkileri vermek gibi."
Ne mi anlatılıyor bu kitapta?
Biraz tefekkür, biraz hayat, biraz gölgelere takılma. Asıllar bir sonsuzda...
Biraz imtihan, biraz sabır, biraz tevekkül. Pişmanlıklarla günahlardan arın.
Biraz gül, biraz ara sor, hemdem ol, hemhâl ol, hemdert ol.
İşte geldik gidiyoruz; bir sonsuzda bizi neler bekliyor, farkında ol.