Mektubu okuduktan sonra bir süre daldı Şahan. Uçsuz bucaksız bir ateş canlandı gözlerinin önünde. Sevinçliydi. Bu duygu bütün varlığını öylesine doldurmuştu ki, her yanından taşıyordu. Gözleri ışıl ışıldı. Yanakları gül gül açmıştı. Vücudu taze bir ceylan kadar kıpırtılıydı. Yüreğinin sevinci her yanından pınar pınar akıyordu. Dudaklarının arasına bir sigara aldı. Sigara ateşi parmaklarını yakıncaya kadar sigarasını içti. Derin bir nefes aldı. İçini tarifsiz bir hüzün sardı birden. Cebinden mektubu çıkararak yeniden okudu. Bir daha, bir daha okudu.
Yüreği boğazında çarpıyor, soluğunu kesiyordu. Gözlerine yaşlar üşüştü. Birkaç dakika içinde yaşlar süzülmeye başladı. İçinde tuhaf bir kabarma belirdi. Çok özlemişti onu. Bu yüzden mektubu tekrar tekrar okuyup durmuştu Şahan. Düşünceli gözlerle pencereden patikadaki renkli çalılara bakıyordu şimdi. Jîndar'ın yazdıkları onu çok etkilemişti. Oturup alnını dizlerine dayadı…